MAKALE NE DEMEKTİR?

Akademik hayatın performans kriterlerinden biri prestijli bilim dergilerinde yer alan makaleler yazabilmektir. Bir makale, insanlığın bilimsel bilgi birikimini ileriye taşıyan, ve kayda değer bir katkı taşıyan, uzunluğu tipik olan 3-20 sayfa arasında değişen teknik bir dokümandır.

Bir bilimsel dergide çıkan makalelere verilen referansların çokluğu genelde o derginin önemine işaret eder.

Clarivate Web of Science’ta yer alan dergiler genel olarak daha itibarlıdır:

–        https://mjl.clarivate.com/home

Bu sayfada “Search Journals” bağlantısına tıklayarak ilgilendiğiniz derginin bu indekste yer alıp almadığını görebilirsiniz. Bu veritabanındaki tü m dergilerin detayli bilgilerine üniversitenizin veritabanlarından ulaşabilirsiniz.

 

Bunun yanısıra özellikle sosyal alanlarda en çok itibar edilen ve kariyer ilerlemisinde değerlendirme için kullanılan dergi listesi SCOPUS’tur:

https://www.scopus.com/standard/marketing.uri

adresindeki Scopus source list bağlantısına tıklarsanız tüm SCOPUS dergilerinin listesini indirebilirsiniz.

 

Araştırmalar dergilere gönderilmeden önce konferanslarda sunulur ve öneriler alınır. Bazı konferansların bildirileri kitap halinde yayınlanır. Bir bilimsel çalışmanın dergide yayınlanması konferans bildiriler kitabında yayınlanmasından daha zordur. Bir dergi makalesinin yayınlanma süreci 2-3 yıl alabilir, hatta bazı durumlarda 4 -5 yıla kadar uzar.

 

Bu konuyla ilgili çok detaylı bilgiler TÜBİTAK tarafından çevrilerek yayınlanan “Makale Nasıl Yazılır” kitabından öğrenilebilir.

Tagged :

AKADEMİK HAYAT NASILDIR?

Bilim insanının insanlığın bilimsel birikimine katkıda bulunması esastır. Akademik hayat lisans eğitimi ile değil, yüksek lisans ve doktora ile başlamaktadır.

Akademik hayatta başarının anahtarları şu şekilde sıralanabilir :

  • Çok kuvvetli bir teknik altyapı,
  • Verilen doneleri sorgulayabilmek ve eleştirel gözle bakabilmek
  • Teknik alanlarda, matematik “okuma yazmayı” bilmek,
    • Tercihen matematik ile çift anadal
  • Bilgisayar :
    • Varolan yazılımları (ofis araçları, planlama, modelleme) kullanabilmek
    • Teknik alanlarda algoritmaları ve yazılım uygulamalarını geliştirebilmek (teknik alanlar için)
    • Teknik alanlarda problemleri matematiksel olarak inceleyebilmek, matematiksel ispatlar yapabilmek (teknik alanlar için)
  • Her zaman için motivasyonu yüksek ve psikolojiyi sağlam tutabilmek,
  • İşbirlikleri (collaboration) yürütebilmek,
  • Kendi başına bilimsel katkısı olacak özgün çalışmalar başlatabilmek, yürütebilmek ve sonuçlandırabilmek.

İyi bilimsel araştırmaların pek çoğu basitçe ifade edilebilmektedir.

Örneğin Einstein’in E=mc² formülü. Akademik hayatın tepe noktası, karmaşık sonuçları basit bir şekilde ifade edebilmektir.

Doktorada geçilen aşamalar aşağıda listelenmiştir:

  • Yüksek lisans ve doktora dersleri alarak temel oluşturmak: Genellikle 2 yıl sürmektedir.
  • Yeterlilik sınavlarını geçmek,
  • Literatür taraması yapmak ,
  • Önceden araştırılmamış ya da çözülememiş önemli ve ilginç bilimsel problemleri belirlemek,
  • Problemleri net bir şekilde tanımlamak,
  • Doktora tezini önermek (thesis proposal)
  • Problemlerin detaylı analizini ve çözümünü gerçekleştirmek,
  • Yapılan çalışmaları konferans bildirileri ve dergi makaleleri olarak yayınlamak,
  • Doktora tezini yazarak tamamlamak,
  • Doktora tezini savunmak (doctoral thesis defense) ve Doktora derecesini haketmek .

Doktora bittikten sonra seçilebilecek kariyer yolları şu şekilde listelenebilir:

  • Yardımcı Doçent Doktor” (Assistant Professor) olarak bir akademik kurumda öğretim üyeliği,
  • Bir araştırma kurumunda araştırma görevlisi olmak,
  • Örneğin IBM Araştırma Merkezleri
  • http://www.research.ibm.com/
  • Bir akademik kuruma ya da araştırma kurumuna “post-doc” olarak katılmak,
  • Endüstriye geçiş.
Tagged :

DOKTORA COMPREHENSIVE (Qualifier) SINAVI

Yeterlilik (comprehensive), ya da nam-ı diğer “qualifier” sınavı doktorada önemli bir aşamadır. Bunun niteliği bölümden bölüme ve okuldan okula değişiyor.  Bizim bölümümüzde 10 gün süre içinde üç hocanın verdiği soruları ayrıntılı olarak cevaplıyorsunuz. Teorik konularda çalışanlara gelen sorular bu konudaki klasik teori kitaplarından direkt geliyor olabilir. O yüzden daha doktoranın en başından itibaren klasik kitaplardaki tüm soruların çözümlerini temize çekerek arşivlerinizde saklarsanız çok faydasını görebilirsiniz. Ayrıca sınav başlamadan evvel bu tür klasik kitapları kütüphaneden almanız cok faydalı olacaktır. Bu klasik kitapların neler olduğunu ise konunuzdaki en iyi dergilerde yayınlanan makalelerin ve yakın zamanda bölümünüzde (özellikle sınavı veren hocaların yönettiği) tamamlanan tezlerin referans kısımlarından çıkartabilirsiniz. Sorunun çözümü olmasa da o klasik kitapta en azından hocanın vermediği birkaç “hint” bulunabilir.  Yani sınava hazırlığın birinci aşaması daha doktoranın ilk gününden işleri sağlam tutmak. İkinci aşaması önceden klasik kitapları bulup onları kitaplığınızda hazır tutmak. Üçüncü aşama, hocalarla en baştan sağlam bir diyalog içinde bulunarak özel olarak görüşmek ve ne tür beklentileri (expectation) olduğunu öğrenmek. Dördüncü aşama sizden önceki tüm sınavların soru ve çözümlerini daha doktoranızın ilk gününden oluşturmaya çalışmak: Mesela bir doktora savunmasının hemen ardından mezun olan arkadaşınızdan tezinin ve sınavlarının elektronik versiyonlarını rica edebilirsiniz. Beşinci aşama Latex kullananlara yönelik: Önceden bir şablon (template) hazırlayın (ya da sınavı alan bir arkadaşınızdan isteyin), elinizdeki tüm kitapların listesini bir dosya olarak hazırlayın; böylece bir de onları yazmak zorunda kalmazsınız kısıtlı sınav müddetinde. Çeşitli formül işaret vs. nasıl yapıldığını çok iyi öğrenin.  Mesela bir arkadaşınızın kendi sınavının .tex dosyasında “ya bunu nasıl yapmış” sorunuzun cevabını büyük ihtimalle bulacaksınızdır. Altıncı aşama genel konu başlıklarındaki yeni derleme makalelerini (review article) önceden okumanız, ya da en azından el altında bulundurmanız, ve en önemli 3 derginin son 2 yıl sayılarını tarayarak genel olarak bir fikir edinmeniz (hocalar gördükleri ilginç bir makale ile alakalı soru sorabiliyorlar). Yedinci aşama sınav öncesinde, sınav müddetince yemek olaylarına vakit harcamayacak şekilde buzlukta yemek saklamanız, fatura/temizlik gibi vakit alıcı rutin işleri aradan çıkartmanız. Sekizinci aşama, sınavdan önceki iki günü kendinize tatil olarak vererek dinlenmeniz.

 

Sınav süresi boyunca yapmanız gereken birincil şey bolca düşünmek olacak. Çünkü hocaların sizden beklediği tez oluşturma/yazma yaklaşımınızın olup olmadığı, kendi orijinal düşüncelerinizi geliştirip geliştiremediğiniz. Siz de bolca düşünecek ve fikir yürüteceksiniz sınav boyunca: Acaba bu raporumu geliştirmek için daha neler yazabilirim? Baska ne tür sorular sorabilir ve ne tür analiz/yorumlar sunabilirim? Özel durumlar (special case) var mı?; “Are my assumptions validated?”; Benim yaptıklarım literatürle nasıl karşılaştırılabilir?… Kısacası sanki makale yazıyormuş gibi bir yaklaşım içinde olacaksınız. Hocalar diğer makalelerden ne kadar çoğunu okuduğunuza ve literatür taramanızın yanısıra ondan çok daha fazlasıyla sizin kendi orijinal “contribution”unuza (katkı) bakacak.

 

Sınav sorularını çözdükçe bir yandan da rapora yazın, son güne beklemeyin. Çünkü siz raporunuzu yazarken aklınıza pek çok yeni fikir gelecek, onları da araştırmak/denemek isteyeceksiniz. Bu arada hatalarınızı/eksiklerinizi farkedeceksiniz. O yüzden son güne bırakmamak gerekiyor. Son bir iki gece  uykusuz geçecek ve zaten o zaman yapacağınız çok şey olacak.

 

Doktorada en önemli şeylerden biri uzun vadede düzenli olarak çalışabilmek. Her gün doktoracının şu psikoloji içinde bulunması gerekiyor bence: “Dün geçti gitti, yarın ve bundan sonra yapıp yapamayacaklarımı düşünüp tasalanmak yerine bugün ne yapabiliyorsam onu yapayım.”  Doktorada başarının altın kuralı şu: Her gün sadece 4 saat net araştırma yapmak. Ne fazla, ne daha az. Böylesi hergün 8 saat hedefleyip bir süre sonra yılmaktan çok daha iyi. Ayrıca haftanın bir günü (mesela cumartesi) de tatil. Yani topu topu haftada 24 saatlik bir kotanın doldurulması emin olun ki doktorada büyük ilerlemelere vesile olacaktir. Bu oldukça gerçekçi bir hedef.  Eğer e-mail, İnternette geçen zamanlar, ders zamanları, yolculuk haricinde net araştırmaya yönelik çalışmalarla geçerse bu 4 saat (makale okumak, paper yazmak, fikir üretmek ve yürütmek, ispatlarla uğraşmak) 3 aylık bir süre zarfında kendiliğinden gelişmeler sağlandığına şahit olacaksınız.

Tagged :

DOKTORA TEZİ YAZANLAR İÇİN ÖNERİLER

Araştırma yaparken İnterneti oldukça yoğun bir şekilde kullanacaksınız. Artık hemen hemen tüm dergilerin makaleleri İnternette .pdf  biçiminde mevcut. Yalnız sizin kütüphaneniz aradığınız bir dergiye abone olmayabilir. Mesela mühendislik ağırlıklı bir okulda okuyorsanız ve işletme ile ilgili bir dergiden makale bulmak istiyorsanız (örnegin ABI/INFORM  ve EBSCO veritabanları) kütüphaneniz buna elektronik olarak abone olmayabilir. Bu durumda yapmanız gereken şu: Bulunduğunuz eyaletin kütüphane sisteminin web sayfasını araştırabilirsiniz. Sizin üniversitenizin web sayfasından buna bağlantı büyük ihtimalle vardır.

 

Tez yaparken ilk adımlardan biri “literature survey”, yani literatur taraması. Bunun sonucunda siz ne tür bir araştırmanın henüz yapılmadığını görebilirsiniz. Özellikle teknik alanlar için varsayımlar (assumptions), analiz turu (computational/analytical), ve elde edilen sonuçların hangi sorulara cevap verdiği makalelerin arasında önemli bir ayraç oluyor. Size şunu hararetle öneriyorum: Literatür okurken bir “comparison table” (karşılaştırmalı tablo/matriks) hazırlayın. Satırlarında değişik varsayımların, analiz türlerinin, sonuçların grup grup listesi olsun. Sütunlarda ise her bir makaleye olan referans olsun. Her bir makale hangi varsayımlar üzerine kuruluysa, hangi tür sonuçlar elde ediyorsa v.s. buna karşılık gelen hücrelere birer “check” (Ö) atın. Gerekiyorsa harf koyarak ayrıntılı açıklamaları tablonun dibinde ya da bir sonraki sayfada belirtin. Böylece bir olay sadece bir tek makale için geçerliyse onunla ilgili yeni bir satır açmanıza gerek kalmaz.  Daha sonra her bir varsayımın ne tür durumlarda geçerli olduğunu, değişik analiz tiplerinin ayrıntılı açıklamalarını ve hangi makalelerin ilginç sonuçlar verdiğini, vs. ayrıntılı olarak açıklayabilirsiniz.İşte size tezinizin ilk bölümü (chapter) çıktı bile! Ayrıca bu hazırladığınız tabloyu ve açıklamaları makalelerinize, raporlarınıza da koyabilirsiniz. Diyelim ki araştırmanız tez ile sonuçlanmadı. O zaman araştırma makalesine (survey article) dönüştürmeyi deneyebilirsiniz. O bile olmasa elinizde şu anda belli bir alanla ilgili güzel bir referans kaynağı oldu, artık makaleleri bir kenara kaldırıp bundan sonraki araştırmalarınızda makaleleri yeniden okumak zorunda kalmadan o makalelerin temel özelliklerini tablonuzdan çıkartabilir ve araştırmalarınıza kolayca referans hazırlayabilirsiniz.

 

Bir de özellikle literatür taramada çok faydalı bir olaydan bahsetmek istiyorum.  Farzedelim ki sizin araştırma yapmak istediğiniz konuya çok yakın olan “A” başlıklı bir makale buldunuz, taa 10 yıl öncesinden, ve siz ondaki bazı açıklanmayan kavramları/metodları bulmaya çalışıyorsunuz. Çok doğal olarak ilk merak etmeniz gereken bir soru şu olacak: Acaba bu 10 yıl zarfında başka biri benden önce davranıp –“A” makalesini baz alarak-çoktan benim yapmayı düşündüğüm şeyi yapmış mıdır?  Eğer bu sorunun cevabı evet ise ve siz cevabın evet olduğunu araştırmanızın ikinci ya da üçüncü senesinde farkederseniz oldukça zor bir durumda kalabilirsiniz (ben bizzat bu duruma düşen doktorası 2-3 yıl bu yüzden uzayan birini tanıyorum.)  Okuduğunuz “A” makalesi kendisinden önce o konuda yapılmış olan araştırmaları söylüyor, ama ya sonrakiler?  Bunun cevabını  şöyle arayabilirsiniz: Acaba aynı insanın o makaleden sonraki makalelerinde var mı benim yapmak istediğim? Bunu pek çok kişi zaten hemen yapacaktır. Şimdi vereceğim bilgi ise herkes tarafından bilinmiyor olabilir:

 

Örneğin bir “A” makalesini http://webofscience.com/  sayfasında buldunuz; o makalenin referans verdiği önceki makalelerin yanısıra aynı zamanda o makaleye REFERANS VEREN makaleleri de orada görebiliyorsunuz. Böylece “10 yıldır acaba bu makaleyle ilgili neler yapılmış olabilir” sorunuzun cevabını alıyorsunuz ki benim araştırmam sırasında en “cool” bulduğum olaylardan birisiydi bu. Tabi bu servis tek başınıza girilebilecek ya da bedava bir servis değil: kütüphanenizin bu servise üye olmuş olması gerekiyor. Bunu hazırlayan kurumun adı ise ISI: http://www.isinet.com/isi/

 

Yakın zamanda birçok yayınevi benzer bir özelliği sunmaya, yayınladığı makalelere atıf veren yeni makaleleri de listelemeye başladı. Örneğin SCOPUS, bu hizmeti veren bir servis.

 

Okuduğunuz makaleler bir yandan, dersleriniz bir yandan, diğer dokümanlar bir yandan, elinizdeki doküman sayısının kısa sürede çok arttığını, ve odanızda kalabalık yapmaya basladığını hissedebilirsiniz. Böyle bir durumda herşeyi organize etmek için şu sistemi öneririm:  Office Depot gibi bir yerden plastik, letter size “Storage File” sepeti ve ona uygun “hanging file folder” klasörleri satın alın, ve dokümanlarınızı bu şekilde sınıflandırın. Bu sepetler kolayca üstüste geçtiği icin yer olayında kolayca tasarruf sağlayabilirsiniz. Bu arada bir kitaplığın da organize olmak açısından ne kadar gerekli olduğunu söylememe sanırım gerek bile yok.  Doktora sırasında en az 1-2 kere taşınma olduğundan yekpare ahşap değil de modüler (mesela demirden) bir kitaplık alırsanız daha iyi olur. İndirdiğiniz ve arşivlediğiniz her makalenin bir de elektronik kopyasını tuttuğunuzdan emin olun.

Tagged :

DOKTORA TEZ DANIŞMANINIZI NASIL SEÇEBİLİRSİNİZ?

Doktoracılara hoca seçme konusunda bazı öneriler vermek istiyorum, çünkü bu gerçekten de çok önemli bir konu. Doktoranın kaç yılda biteceğini, ne kadar çile çekileceğini belirleyen şeyler öncelikle öğrencinin azmi, sonrasında ise hocanın özellikleri. Daha sonra gelen etkenler ise mali durum, tez konusu bulabilmek, ve bölümde genel olarak araştırma konusundaki durum.

İşte tez için hoca seçerken dikkat edilecek noktalar:

  • Hocanın bundan önceki 5 öğrencisi şu anda neredeler?
  • Doktorayı bırakan var mı aralarında? Kaç tanesi?
  • Başka hocaya geçen kaç kişi var?
  • Kaç tanesi doktorayı bitirmiş ve şu anda nerelerde çalışıyorlar?
  • Ortalama kaç yıl sürüyor bu hocayla doktora?
  • Hoca geçen 3 yıl kaçar makale yayınlamış, nerelerde? Şu anda hangi konulara ilgi duyuyor?
  • İş dünyası ile bağlantıları nasıl, endüstri tarafından desteklenen projeleri tüm projelerinin yüzde kaçını oluşturuyor?
  • Hocanın unvanı nedir? (“Assistant Professor” hocalar genelde daha çok eğilirler öğrencinin üstüne, çünkü onların üzerinde çok büyük bir baskı vardır kadrolarını (tenure) alabilmek için. Ama bu arada mesela sizin takıldığınız yerlerde size yardımcı olma ihtimalleri daha fazladır. “Associate” ve hele ki “full” profesörler insanı daha çok serbest bırakır, sizing kendi kendinizi motive etmeniz (self motivated) gerekiyor.)
  • Hoca kürsü profesör (chaired professor) mu? (Kürsü profesörlerinin sırtı yere gelmez, ama dikkat edin emekli olmasınlar hemen.)
  • Hocayla gitmeden önce eski öğrencilerinin tezlerini (ya da en azından o tezlerin özeti olan yayınlanmış makaleleri) indirip okudunuz mu?

Hocanız kim olursa olsun, belli bir toplantı saati belirleyip haftada bir kere, ya da en azından iki haftada bir kere buluşun. Eğer konuşacak bir şeyiniz yoksa (ki olmasına çalışın) bile yeni konular belirlemenize yardımcı olacaktır bu toplantılar.

Hoca seçmeden önce sizin öncelikle bölümde iyi bir izlenim bırakmanız gerekiyor. Bunu sağladığınıza inanıyorsanız,  konu ve hocada karar kıldıysanız hocaya önce e-mail göndererek randevu talep edebilir, cevabına göre ofisine uğrayabilirsiniz. (Direkt randevu almadan ofise gitmeniz pek iyi bir fikir değil.) Size ilgi duyduğunuz alanları soracaktır. Hoca arama olayına girmeden önce hocaların sizinle olan çalışmalarında ne tür beklentiler içinde olduğunu bilmeniz size faydalı olacaktır. Hocayla direkt çalışmayı teklif etmek yerine bir dönemlik birbirinizi daha iyi tanıyacağınız özel konulu dersi (special topics) alabilirsiniz.

Tagged :

ARAŞTIRMA VE DOKTORA KONUSUNDA ÖNERİLER

Doktoraya gelenlerin iyi bir hocayla ve iyi projelerde çalışabilmesi için daha ilk günden hocalar ve diğer öğrenciler arasında profesyonel bir izlenim bırakmaları gerekiyor.  Doktora sırasında en dikkat edilen konu “bu öğrenci doktorayı bir meslek gibi ciddiye alıp ona göre çalışıyor mu?” olacaktır.  Kendinize iyi bir kariyer oluşturmanın ilk adımı derslerinizde çok başarılı olmak, çünkü sizi hiç tanımayan bir hocanın ilk bakacağı notlarınızı listeleyen transkriptiniz, daha sonra ise diğer hocalarla olan sizin hakkınızdaki konuşmalardan edinecegi izlenimlerdir.

Burada (özellikle teknik alanda çalışanlara) genel bir öneride bulunmak istiyorum: İlk sene derslerinizi alırken ders projeleri olacaktır ki bunlarda çoğu kez belli bir problem datası verilip sizin onla ilgili bir kod yazmanız istenir. Özellikle birlikte çalışmayı düşündüğünüz meşhur hocalar için şöyle bir taktik uygulayabilirsiniz: Böyle bir proje verildiğinde bunu rahatça kullandığınız bir yazılım ortamında küçük de olsa arabirimiyle (interface) dosyadan data okuyup yazan grafik çizen bir yazılıma dönüştürüp onu projeyle birlikte teslim (submit) edin, hatta 4-5 sayfalık bir kullanıcı paneli (user manual) ve elektronik yardım (elektronic help) hazırlayabilirseniz daha da iyi olur. Bunun en basiti ise MS Excel kullanıyorsanız Excel içindeki Visual Basic ile arabirim (interface) hazırlamanız. Java ya da C++ ile böyle bir arabirimli yazılım hazırlarsanız gerçek bir şöhret (legacy) yaratabilir bölümde sizin için. Ders hocanız size asistanlık önermese de bunu diğer hocalara büyük ihtimalle aktarır. Hadi öyle bir şey bile olmasa siz birlikte çalışmak için hoca dolaşırken bu yaptığınız muhteşem projeyi portföyünüze yerleştirip hocalara CV’nizin yanısıra verebilirsiniz. Bir-iki proje icin yapacağınız bu tür bir çalışma sadece sizin için değil bölüme Türk alacakları zaman bundan sonra da geçerli olabilir.  Hocaların temel baktığı şey; “bu öğrenci bir fikri bir sonraki adıma götürebiliyor mu?” sorusunun cevabıdır.

Yalnız burada bir de uyarıda bulunayım: Bu şekilde yazılımda yetenekli öğrencileri yazılım içeren fakat teze gitmeyen projelere angaje etmeye çalışırlar, sakın kanmayın! Bir asistanlığı ya da projeyi kabul etmeden önce mutlaka o hocayla çalışmışlar da dahil olmak üzere yıllanmış doktoracılarla fikir alışverişinde bulunun. Projenin içeriğini de araştırın. Hiçkimseyi tanımıyorsanız bile sadece bu vesileyle tanışmaya değer: Başlayacağınız yanlış bir proje ya da hoca size en az 1 yıla malolur.

Dediğim gibi, sakın yazılım yazarak doktora tezi oluşturabileceğinizi düşünmeyin. Bunlar ayrı şeyler, doktora tezinin beklentisi bambaşka. Ama dediğim gibi, sizin tanıtımınızda (hatta ileride iş başvurularında) bu tür bir yazılımı referans olarak gösterebilirsiniz. Bu arada yazılımınızı iyice test etmenizi (hem Windows 7 hem de Windows 8’de) ve iyi dokümante etmenizi de öneririm.

Matematikle ilgili konularda çalışanların çokça karşılaştıkları bir durum ispat yapma konusunda zorlanmaları. Bunun için şu iki kitabı hararetle öneriyorum:

How to Read and Do Proofs : An Introduction to Mathematical Thought Processes
by Daniel Solow

How to Prove It : A Structured Approach
by Daniel J. Velleman

Matematik ile ilgili alanlarda çalışanlara bir başka önerim de mümkünse ödevlerini Latex ile yazıp vermeleri. “The Latex Companion” kitabını bu işin uzmanı bir arkadaş önerdi, ben de tavsiye ediyorum.

Tagged :

ASİSTANLIK İLE İLGİLİ ÖNERİLER

Başvurularınızın ardından öncelikle kabul, sonrasında ise asistanlık bursu aldığınızı varsayalım, ve asistanlık için önerilerimizi sıralayalım:

* Asistanlığı en başından ciddiye aldığınızı gösterin. İlk derse ders başlamadan 10 dakika önce mutlaka gidin, ilk izlenim olarak iyi bir izlenim bırakırsınız, ayrıca sizi hoca sınıfa tanıtabilir.

* Danışman Hocanızla toplantılarınıza zamanında gidin (hatta 5 dakika önceden gidin)

* Öğrencilerinize isimleriyle hitap etmeye çalışın, özellikle çok ziyaret edenlere.

* Ödevlerin erken okunması ve adil (ve de bol notlu) okunması öğrenciler için en en önemli şeydir genelde (bir de isimleriyle hitap etmeniz). Mümkünse okuduğunuz ödevleri en geç bir hafta içinde öğrencilere geri

dağıtmanızı öneririm.

* Asistanlık ve özellikle de research konusunda ilk adımı hocadan beklemeyin, siz research girişimlerinde kendiniz bulunun. Şu kitabı kesinlikle bugun www.amazon.com’dan ısmarlayıp en kısa zamanda okuyun:

“Getting What You Came For” (Peters)

Ayrıca yine şu kitabı da tavsiye ediyorum (biraz pahalı ama değeri o fiyatı aşıyor):

Tomorrow’s Professor by Richard Reis

* İnsan ilişkilerinizde size şu kitap çok yardımcı olabilir:

Tongue Fue by Sam Horn

 

Özellikle hocanız ve öğrencilerinizle ilişkilerinizde bu kitaptaki teknikleri kullanmanız sizin için çok faydalı olabilir.

* Buraya doktoraya gelen arkadaşlardan özellikle asistanlığı olan arkadaşlara asgari ücretli geçici işleri (örneğin postahanede kutulara mektup yerleştirmek ya da pizza kuryeliği yapmak) tavsiye etmiyorum. Onun yerine doktoralarına yoğunlaşarak kendi dallarında başarılı olmalarını öneriyorum. Bu şekilde ek gelir aramak yerine masrafları kısarak para konusunda başarılı olabilirler.

Tagged :