AMERİKA’DA VERGİLER

Sizin ilk başta dolduracağınız form 1040NR. Eğer vaktiniz çok darsa ve aşağıda anlatacağım şekilde deduction yapacak masraflarınız çok olmadıysa direkt 1040NR-EZ doldurun, kafanız rahatlar.

 

Vergi formlarını en geç bir hafta öncesinden postaya vermiş olun. Son anda beklenmedik şeyler çıkabiliyor. Mesela ben bir keresinde son günlere bırakmıştım ve gerekli olan W2 formunu bulamadığım için yenisini çıkartmıştım okulun Bursar’s ofisinden. Ayrıca son güne kalınca formlardan bazılarını bulmak oldukça zorlaşabiliyor.

Eğer biraz daha uğraşıp biraz daha az vergi ödeyeyim diyorsanız size bir fikir: Mesleki tüm masraflarınızı, kitap masraflarınızı (mesleki kitaplar olmalı), refund edilmeyen -ulaşım, otel gibi- iş görüşmeleri masraflarını, iş görüşmesiyle ilgili diğer masrafları (mesela www.amazon.com’dan iş başvurusu ile ilgili aldığınız kitapları), refund edilmeyen konferans masraflarını hep vergiden düşebiliyorsunuz. Bununla ilgili özel bir form var. O yüzden yıl içinde bu tür tüm masraflarınızın faturasını özel bir dosyada tutup vergi zamanı kullanabilirsiniz. Aslında sırf kitap masrafları için bile değer bu formu doldurmaya bence.

 

Vergi formunu doldururken social security numaranızı en son yazıp baştan sona öyle bir kontrol edin. Sebebi şu: Social security numaranız sizin resmi işlemler (örn: mağazada kredi kartı ya da indirim kartı için başvurma, ev kiralamak için başvurmak) dışında gizli tutmanız gereken bir numara. Bu numarayı (ve bir de kredi kartı numaralarınızı) ortalıkta fazla dolaştırmanızı önermem, herhangi bir dolandırıcılık (fraud) riskini azaltabilmeniz açısından. SSN numaranızı en son yazmanızın böyle bir avantajı var.

 

Vergi formlarını düzgün bir şekilde ve gerçeğe uygun doldurun. Bu formlar elektronik makinalarda optik okuyucularla okunup karakter tanıyıcı yazılımla bilgisayara aktarılıyor ve bilgisayar yazılanları kontrol ediyor. Gerçi bu işlemi sadece düşük bir oran için yapıyorlar deniyor, ama zaman olarak hesaplarsanız aslında hepsini okumalarının fazla vakit almayacağını farkedeceksiniz.

Tagged :

KANUNLARA RİAYET

Amerika’da Kanunlara Mutlaka Uyun

 

Amerika’da her insanın “social security number” (SSN) denen bir numarası vardır ve yaptığınız her tür kanuni ve finansal işlem (nakit parayla yapılanlar hariç) o numara üzerinden kayıtlara geçer. Bu numarayı almak neredeyse bir zorunluluktur (must). Bu numarayı almadan kredi kartı çıkaramaz ve hiçbir sağlık sisteminden faydalanamazsınız. Ayrıca kanunlar çok ciddi bir şekilde tatbik edilir. O yüzden kanunlara her zaman uymanızı öneriyorum.

 

Amerikalıları yanıltmak ve ucuz hesaplar peşinde olmak yapılmaması gereken şeylerdendir. Örneğin, semtinizde bulunan kütüphaneden ödünç aldığınız kitabı zamanında teslim etmemek, randevunuza geç gitmek (15 dk once orada olmak jest addedilebiliyor), üstünüze kayıtlı faturaları zamanında ödememek gibi yanlışlar sizin ABD’de uzun sureli kalmanıza engel olabileceği gibi bir başka turistik girişinizde karşınıza sorun olarak çıkabiliyor. Çevremden gözlemlediğim kadarıyla, evet amerikalıları bizim ülkemizdeki insanlardan çok kolay ikna edebiliyorsunuz, ama yanıltıldıklarını anladıklarında size ilelebet siliyorlar, ya da en azından uzunca bir süre açık bir tavır alıp işlerinizi zorlaştırabiliyorlar.

Kanunların en hassas olduğu nokta ise vergiler. Meşhur bir Amerikan atasözü şöyle der: “Two things are inevitable: Death and Taxes” (“İki şey kaçınılmazdır: Ölüm ve Vergiler”. Trafik de bir başka hassas konu. Elektronik kameralar ve diğer takip sistemleri sebebiyle bütün trafik ihlallerinizin tespit edileceğinden ve cezalandırılacağından emin olabilirsiniz.

Tagged :

AMERİKA’DA GEZİLECEK YERLER VE ÖNERİLER

Amerika’da tatil için gezilip görülebilecek çok güzel yerler var. Benim favorim “STATE PARKS” ve “NATIONAL PARKS”. Bunlarla ilgili bilgiyi https://www.stateparks.org/ sayfasında bulabilirsiniz. Şehre bir iki saat uzaklıktaki bir yere sabahtan gidilip akşam dönülebilir.

Eğer daha çok vaktiniz varsa zaten arkadaşlarınızdan duyduğunuz turistik yerleri (California, Florida) görebilirsiniz. Buralara gitmeden önce AAA’e uğrayıp harita ve eyaletlerle ilgili kitapları alabilirsiniz. Ayrıca nerelere gideceğinize tam karar veremediyseniz AAA ofisindeki sonsuz sayıdaki katalogdan birini alabilirsiniz.

Eyaletler arası seyahat ederken her eyaletin girişinde “Welcome Center”lar olur. Buralarda durup broşürler alabilirsiniz, ayrıca tuvalet ve aperatif (snack) de bulabilirsiniz. Buralarda uyumak tavsiye olunmaz emniyet açısından, ama çaresiz iseniz eyaletlerarası otoyol (interstate) kenarında uyumaktansa bari buralarda uyuyun.

Gideceğiniz yerdeki otelinizi muhakkak önceden rezerve edin, gittiğinizde yer bulamayabilirsiniz. Şehrin göbeğinde otelde kalmak yerine biraz dışında ve özellikle havalimanı civarında çok daha ucuza oteller bulabilirsiniz. www.priceline.com adresinden satın alabilirsiniz.

Seyahat sırasında en çok masraf sırasıyla araba kirasına veya genel olarak ulaşıma ve konaklamaya otel kirasına, eğlence parkı giriş ücretine, yeme-içmeye, ve hediyelik eşyaya gider. Sonuncu dışında hepsi için AAA ve kupon olayını öneriyorum. Hatta yollardaki lokantaların önünde kupon kitapları oluyor, onları da son dakikaya kaldıysanız kullanabilirsiniz. Yeme içme masrafını azaltmanın yolu içecek olarak su içmek, pahalı et yemeklerinden kaçınmak, hatta birkaç kişi olarak gidiliyorsa evden yiyecek almak.

Tagged :

GREYHOUND NEDİR VE İYİ MİDİR?

Amerika’da bir şehirden bir şehire giderken kullanabileceğiniz bir başka ulaşım şekli Greyhound otobüsleri.  Yakın mesafade uçağın yarı fiyatına geliyor yaklaşık olarak. Benim tecrübem şu: Eğer gideceğiniz yer otobüsle 8 saati aşıyorsa Greyhound tam bir macera ve tam bir eziyet. Gecenin üçünde Amerika’nin ücra bir şehrinin Greyhound otobüs terminalinde hapis gibi beklemek oldukça olağan birşey. Yine normal olan şeyler: saatlerce garlarda bir sonraki otobüsü beklemek, bazen otobüs şoförleri tarafından aşağılanmak, uzun sıranızın dağıtılması ve yepyeni bir yerde sıraya sokulmak, bavullarınızın kirli yerlerde sürüm sürüm sürünmesi, çok pis tuvaletleri kullanma durumunda kalma, etrafta yiyecek satan yer olmadığı için Greyhound terminalindeki yemekleri yeme zorunluluğu. Bunlar eziyet kısmına giriyor. Macera kısmını da yaşayanlar bilir!

Tagged :

AMERİKA’DA UCUZ UÇAK BİLETİ NASIL ALINIR?

Amerika’da seyahat için ucuz uçak biletleri arayabileceğiniz pek çok İnternet sayfası var. Bunlardan bir tanesi

http://www.cheaptickets.com/

Bu konuda iyi olan sayfalar sürekli değistiği için arkadaşlarınızla konuşmanızda yarar var.

 

Bir de şöyle bir olay var: Diyelim ki siz Cleveland’da yaşıyorsunuz ve New York’ta bir arkadaşınızı bir haftasonu ziyaret etmek istiyorsunuz. Pek çok havayolu şirketi çarşamba günü belli olacak şekilde o haftasonuna mahsus indirimli bilet anons ediyor (her hafta ucuzlayan rotalar farklı oluyor). Bu tür bir indirimin olması için Cumartesi sabah yola çıkıp en geç Salı sabah geri dönmek gerekiyor (havayolunun şartları genelde böyle oluyor ama değişebilir, iyi okumak lazım şartları). Bu tür son dakika indirimleri

https://upgradedpoints.com/best-websites-for-booking-cheap-flights

sitesinde listelenen sitelerden birinden takip edebilirsiniz.  Özellikle öğrenciler için iyi bir fırsat.

Tagged :

TÜRKİYE’YE SEYAHAT

Önemli bir konu var ki onu ilk baştan burada belirteyim: Öğrenci olanlar tatil için Türkiye’ye gidip gelmeyi planlıyorlarsa I-20 (ya da IAP-66) formlarını International Student Services’te imzalatmalılar. Eğer bunu yapmazlarsa Türkiye’den buraya dönüşte Amerika’ya giremeyebilirler. Ayrıca hocadan alınacak “bu öğrenci benle çalışıyor” şeklinde bir doküman faydalı olabilir, bunu da International Student Services’e sorun.

 

Türkiye’ye seyahat biletini birkaç türlü alabilirsiniz. Bunlardan ilki almayı düşündüğünüz havayolunun (mesela Delta) web sayfasında sıkça bağlanarak ve mail listelerine abone olarak ilgi duyduğunuz rotayla ilgili indirimli biletleri takip etmek. Benzer bir servis www.travelocity.com için de geçerli. Biletinizi açık arttırma ile www.priceline.com adresinden de alabilirsiniz.

 

Bunun yanısıra pek çok Türk’ün yaptığı bir şey buradaki Türk menşeili (kökenli) seyahat acentalarından bilet almak. Firmaları bizzat arayarak fiyat almanızı ve kendiniz tecrübe etmenizi öneririm.  Ayrıca www.hotwire.com sitesinden araba kiralama ve uçak bileti konusunda yararlanılabilinirken, www.hipmunk.com sitesinden uçak bileti için grafiklerle saat ve fiyat karşılaştırması yapılabilir.

 

Biletleri önceden almak genelde fiyat açısından büyük avantajlar sağlıyor. Özellikle pek çok havayolu şirketinin birkaç hafta öncesinden alınacak biletler için verdiği fiyatlar çok çok iyi oluyor.

 

Türkiye’ye tatile gitmek için en uygun zaman şüphesiz ki Noel tatili (Christmas break). Bu zaman dilimi içinde okullar kapalı oluyor, kütüphaneler kapalı oluyor ve pek çok yer ıssız oluyor. Türk öğrencilerin de pek çoğu Türkiye’ye gitmiş oluyor ve yalnız başına Amerika’da yapacak fazla birşey olmuyor.  Çoğunlukla herkes seyahat etmek istediğinden biletler pahalı, oteller pahalı, kalabalık, soğuk  vb. nedenlerden  Amerika içinde gezi düzenlemek de zor oluyor.

Tagged :

TELEVİZYON

Her şehirde televizyon normal ulusal (national) kanalları içeriyor. Ayrıca ayda belli bir ücret karşılığı kablolu TV yayınını alabilirsiniz, ki bu da kanal sayısını arttırır. Benim uzun yıllar sonucu tecrübem; öğrenciyseniz eğer televizyon bulunmayan bir evin televizyon bulunan bir evden çok daha iyi olduğu. Özellikle okulda çalışmalarını sürdüren arkadaşlar için televizyon büyük bir vakit kaybına sebep oluyor. O yüzden mümkünse eve televizyonu sokmamanızı öneririm. Ama diyelim ki mutlaka evde bir eğlence istiyorsunuz, benim düşünceme göre Apple TV cihaz ile beraber Netflix, ve YouTube üyelikleri yeter ve artar. Hatta sıkça Amazon’dan alışveriş yapma niyetiniz varsa, Amazon Prime üyeliği de alabilirsiniz. Netflix ve YouTube videolarını altyazılı izlemek İngilizcenizi geliştirmeye oldukça faydalı olacaktır.

Tagged :

STRES YÖNETİMİ

Amerika’da en büyük problem insanın yalnızlığı. Bunun sonucunda aslında grup calışmasıyla kolayca halledilebilecek pek çok şey kişi üzerinde büyük yük yaratabiliyor. Bunun bir çözümü özellikle dayanışma içinde bulunarak yardımlaşmak ve fikir alış-verişinde (degiş-tokuşunda) bulunmak.

Stresten uzak bir yaşam sürmek için öncelikle mücadele (struggle) psikolojisinden kurtulup “oluruna bırak” psikolojisine girmek gerekiyor. Bir de insanın çevresinin yakın hissettiği ve haftada en azından bir kere görebildiği dostlarıyla  çevrilmiş olması büyük bir stres öğütücü. Burada (mesela üniversitelerin) psikolojik danışmanlık servislerinin uyguladığı temel yöntem problemi olan kişiyle konuşarak onun derdini açığa çıkarmak oluyor. Genelde derdini açıklarken kişi çözümü de kendisi söyleyiveriyor.  İnsanın çevresindeki dostlarıyla bunu yapabilmesi gerek.

Olayın psikolojik boyutunun yanısıra düzenli bir yaşam da çok önemli stresi azaltmak açısından. Düzenli uyku ve yemek saatleri, düzenli egzersiz. Doymadan önce sofradan kalkmak, yemekler arası abur cuburla mideyi şişirmemek. Bu kadar basit aslında.  Yürüyüşlerinizi ya da egzersizlerinizi buluşmak istediğiniz arkadaşlarınızla birlikte yaparak zamanınızı da çok iyi kullanabilirsiniz. Diyelim ki televizyonda her akşam izlediğiniz bir dizi var. O diziyi bir spor salonunda yürüyüş bandında yürürken de izleyebilirsiniz. Hem eve televizyon sokmak durumunda kalmazsınız, hem egzersiz yapmış olursunuz.  Ya da diyelim ki futbol maçı organize edildi, orada hem spor yapmış olursunuz hem de arkadaşlarınızı görmüş olursunuz.

Arada sırada mekan değiştirmek, seyahat etmek de oldukça faydalı. Başka bir şehirdeki arkadaşınızı görmeye gitmeniz sizi çok rahatlatabilir. Seyahat bölümünde bunları açıkladım.

Tagged :

EVDE PRATİK YEMEK TARİFLERİ

Yemek olayını sağlıklı ve ucuza halletmek istiyorsanız dışarıda yemek yemeyin, evde sebzeli yemekler pişirin.

Pişirdiğiniz yemekleri buzdolabı poşetlerine (zip bag) koyarak buzlukta saklayıp zamanı geldiğinde fırında, mikrodalga fırında, ya da tavada kolayca ısıtabilirsiniz. Özellikle kıyma aldığınızda soğanla ve salçayla kavurup bu şekilde torbalarda buzluğa atarsanız daha sonra sebze yemeği yaparken direkt yemeğin içinde bu torbadan aktararak her defasında kıyma kavurma olayından kurtulmuş olursunuz.

Çokça sorulan bir soru soğanın nasıl kesileceği: Çok basit: Önce ikiye keseceksiniz, soğanın sapıyla tepesini birleştiren çizgiden. Sonra yarım tabak ya da “cutting board” üzerinde önce yatay (soğanın sapıyla paralel olacak şekilde), sonra dikey keseceksiniz.

Birkaç pratik ve sağlıklı sayılabilecek yemek. En az vakit alanından başladım:

Tuna Sandwic (3 dk): Bir küçük konserve suda tuna (iyi bilinen markalardan birini kullanmanızı tavsiye ederim), üç kaşık mayonez, karıştırıp kızarmış ekmek arasına süreceksiniz. Baharat olarak curry, kimyon, karabiber, kırmızı biber ekleyebilirsiniz.

Sebze yemeği (ya da sebzeli et yemeği) (30 dk):
1. Ocağı ortanın üstü ateşe getirin.
2. 3 kaşık sıvıyağı ya da zeytinyağını tavaya koyup içine 1 soğan doğrayın.
3. Ocağı düşük ateşe getirin.
4. Soğan bir yandan sote olurken sebzeyi hazırlayın.
5. Konserve kullanıyorsanız konservenin içindekileri süzgeçe döküp bolca yıkarsanız konserve kokusu gider. Taze sebze (mesela patates, havuç, broccoli) kullanıyorsaniz (ki böylesi en güzeli) 2 pound’a kadar koyabilirsiniz.
6. Patlıcan yapıyorsanız patlıcanı bir saat öncesinden tuzlu suya doğrayıp acısının gitmesini sağlayabilirsiniz. Bamyayı da sirkeli suda bekletin aynı şekilde.
7. Soğan kavrulmaya başladıktan bir süre sonra biber doğrayıp onu da kavurabilirsiniz.
8. Üzerine bir tutam tuz ekleyin (mümkünse Himalaya tuzu).
9. Soğan kavrulunca (pembeleşince) sebzeleri sırasıyla koyabilirsiniz.
10. Pişme zamanı olarak: Taze fasülye, havuç, patlıcan, patates karnıbahar, brokoli, domates olarak sıralanabilir, siz de uygun aralıklarla elinizdeki sebzelerden bu şekilde ekleyebilirsiniz.
11. Her eklemeden sonra bir iki dakika kavurup çevirirseniz o sebze de kavrulur.
12. Son sebzeyi kavurduktan hemen sonra (domatesten önce) eğer istiyorsanız önceden hazırladığınız kavrulmuş kıymayı ya da eti koyabilirsiniz.
13. Baharat olarak karabiber, kırmızı biber, nane koyabilirsiniz.
14. Bu karışımın üstüne kaynamış su dökün.
15. Bu şekilde orta üstü ateşte sebzelerin hepsi yumuşayana dek pişireceksiniz.
16. En son sebze de piştikten sonra altını kapatıp üstünü yarı kapatarak 5-30 dakika demlendirirseniz lezzeti çok artar.

Pilav (30 dk):
1. Bir bardak pirinci tencereye koyup üzerine 1 tatlı kaşığı tuz atın. Sıcak su ilave edin, 1 saat bu suda kalsın. Sonra, soğuk suyla iyice yıkayarak süzgeçe dökerek suyunu süzün.
2. Tencereyi kurulayıp 2 kaşık mısırözü yağı veya land o’lakes marka tereyağı koyun.
3. Eğer şehriye istiyorsaniz şehriyeyi 2 dakika kavurun.
4. Sonra bir tutam tuz ve duruladığınız pirinci ekleyin, yağda onu da kavurun ve 1 bardak pirinç için 1,5 bardak kadar soğuk suyu kavrulmuş pirincin üstüne dökün.
5. Ocağı ortanın üstü ateşe getirin.
6. Pirinç suyunun çoğunu çekene kadar bekleyin. Sonra ocağı düşük ateşe getirin ocağa.
7. Karıştırmanıza gerek yok.
8. Pirincin suyu tamamen çekilince ocaktan alıp 10 dakika demlendirirseniz lezzeti çok artar.
9. Servisten hemen önce iki kaşık tereyağı ve azıcık karabiber koyabilirsiniz. Değişik arayışlar içinde olanlar Pakistan baharatçılarından alacakları “Biryani”yi baharat olarak deneyebilirler.

Baklava (1,5 saat): Aslında baklava yapmak çok zor değil, ama vakit alıcı. En basit tarifini burada vereceğim. Gerekli malzemeleri önceden temin etmeniz gerekiyor: Ceviz, şeker, tarçın, Land of Lakes’in tuzsuz (unsalted) tereyağı (üzerinde oturan kızılderili kız resmi, icinde 4 çubuk yağ var) ya da başka bir unsalted tereyağı, “fillo dough” denen kağıt gibi incecik hamur katmanlardan oluşan hamur (süpermarketlerde “Apollon” ve diğer markalar altında satılıyor), bir limon. Alet olarak ise: Fırça (çok gerekli!), bir tencere, bir tepsi (tercihen cam), yağı eritmek için tava, ceviz kırmak için naylon torba
Yapılışı
1. İki bardak cevizi naylon torbaya koyup sert bir şeyle (bir sebze doğrama tahtası bile olur) dövün. Dövülmüş cevize iki kaşık şeker ve bir kaşık tarçın koyup iyice karıştırın.
2. Tereyağından birbuçuk çubuk alıp bir tavada kısık ateşte eritin (kızartmayın)
3. Tereyağını eritince artık fırçayla önce cam tepsiye sürün sonra ince yufkaların iki-üç katını yayıp yağ sürün.
4. Tereyağını sürmeye başlarken bir yandan da iki bardak şeker ve iki bardak suyu tencerede kaynatmaya başlayın, siz hamuru bitirip fırına sürerken şurup da hazır olacaktır böylece.
Tereyağını yufkaların her milimetrekaresine bolca koyarsanız aşırı yağlı olur. Fırçayı bir kere yağa batırın, tavanın kenarında yağın fazlasını süzün hafif hafif iki-üç kat yufka serip yağlayın. Bu, baklavanın püf noktası.
5. (Bu arada şurubu kontrol edin, kaynamaya başladıysa iki kaşık limon suyu koyun içine, kaynamaya devam etsin.)
6. Hamurun yarısını bitirince yine yağ sürüp önceden hazırladığınız ceviz karışımını üstüne düzenli yayılacak şekilde döşeyin.
7. (Bu arada şurubu kontrol edin, çok koyu olmasın. Kaşıkla alıp döktüğünüzde damla damla olmuyorsa şurup olmuş demektir, ateşten alın artık. Soğutun.)
8. Aynı şekilde geri kalan hamurları da teker teker ekleyin.
9. Fırını 375°F (200°C) getirip tepsiyi fırına sürün.
10. Baklavanın üstünde açık renk kahverengiyi gördüğünüzde fırından çıkartın.
11. Sıcak hamura soğuk şurubu “cos” diye ses cıkartacak şekilde dökün, her kısmına yayarak.
12. Yemeden önce ne kadar beklerseniz şurubu o kadar çekip o kadar lezzetli olur.
Türkiye’deki kaymakları burada bulmak imkansız, ama dondurma ya da Whip Cream koyabilirsiniz.

Yalancı Cheesecake (Tatlı) (3 dk): Üç kaşık cream cheese ile iki kaşık reçeli (mesela çilek reçeli) ya da balı karıştırıp Graham bisküvilerinin arasına süreceksiniz. İsterseniz çok az toz tarçın da koyabilirsiniz.

Peynirli Tost (5 dk): Mini-fırınınz varsa , ekmeğin üzerine peynir koyarak mini-fırında 5 dakika ısıtın. Peynir eriyor ve lezzetli oluyor. Oldukça pratik. Üç kaşık ricotta veya parmesan peynirini bir kaşık yağ (dilerseniz bir diş ezilmiş sarımsak) ve baharatlarla karıştırıp ekmeğin üzerine sürüp mini-fırında oldukça pratik bir pizza yapabilirsiniz.

Web Bağlantıları:

Diğer Türk yemeği tariflerini çeşitli sitelerden kolaylıkla bulabilirsiniz. Ayrıca Emine Beder ve Gönül Candaş’ın kitapları da oldukça faydalı olabilir.

Bunlara ek olarak dünya mutfağının yemek tariflerini www.allrecipes.com sayfasında bulabilirsiniz.

Yaşadığınız yerde Türk yiyecekleri satan bakkal bulamıyorsanız:
http://bestturkishfood.com/
sayfasını ziyaret edip İnternetten alışveriş yapabilirsiniz.

Tagged :

YEMEK

Dışarda Yemenin Gerçek Maliyeti

Dışarıda yemek yemek çok pahalıya geliyor, çünkü menüdeki fiyat içecek masrafını, vergiyi ve %15 bahşişi içermiyor. Görgü kuralları gereği %15 bahşiş vermek gerekir. Mesela $6.99’a bir yemek ısmarladınız, kola $1.5, $8.5 etti. Vergiyle $9 dolara yaklaştık. Bahşişle $10 ya da $11’a ancak çıkıyorsunuz oradan. Oysa siz başta o $6.99’un .99 kısmını kısmını görmeyip $6’a ucuz bir yemek yiyip çıkarım diye ummuştunuz.

İçecek olayına benzer bir tuzak yemek sonunda tatlı olayında da var. Yemeğinizi yediniz, ama canınız bir de tatlı cekti, zaten masanın üzerine renkli resmini de koymuşlar, “only $2.99”. İki dolardan ne çıkar deyip ısmarlıyorsunuz, ve bakın ne oluyor: Yemek faturanız içecek ve tatlıyla $11 tuttu, vergi eklenince $13’a yaklaştı. $13’lik yemek için $1 bahşiş az kaçacağı için $2 bahşiş bıraktınız, ve $15 bırakıp kalktınız, $6 ödeyip çıkarım diye düşündüğünüz sofradan.

Algılar ve gerçekler ne kadar farklı, değil mi?

 

Dışarda Yemekle ilgili Öneriler

Dışarda yemek için bazı öneriler:

  • Eğer dil okulu ya da üniversitede okuyorsanız üniversitenin kafeteryası genelde uygun fiyatlı olur. Etli yemek alırsanız pahalıya gelir. Vegetable menü alırsanız ve içeceğe para kaptırmazsanız okulunuzun kafeteryasında $4’a güzel bir ziyafet çekebilirsiniz. Mesela 3 sebze ve bir ekmeği paket olarak bir menü olarak alabilirsiniz.
  • Pek çok lokantada öğle yemekleri genelde çok daha ucuz oluyor. Mesela öğle yemeği için yakın bir yerde böyle bir lokanta varsa hemen arabayla alıp artanını kutuya koydurup (doggy bag)  akşam yemeğini de ucuza maledebilirsiniz.
  • Bir de açık büfe tarzında lokantalar var ki her çesit yemek oluyor. Örnegin Shoney’s (shoneys.com), Piccadilly (www.piccadilly.com), ve özellikle otoban yolculuklarında Cracker & Barrel (www.crackerbarrel.com). Bazı günler indirimli açık büfe oluyorlar. Eğer açık büfe değilse et yemekleri pahalıya gelir ve içecek ve tatlı tuzakları buralarda da geçerlidir.
  • Fast food lokantalarında orada yerseniz free refill alabiliyorsunuz, böylece büyük kola almanıza gerek kalmıyor.
  • Eğer çok özel bir durum olmadıysa duygusal davranıp da %15’ten fazla bahsiş (tip) vermeye kalkışmayın. Tam dolara tamamlamak için mesela %12 bahsis verebilirsiniz. Öte yandan %10’un altında bahşiş ters karşılanır.

 

Dışarda yenen yemeklerin faturalarını en cok şişiren alkollü içeceklerin masrafı. Bir lokantacı tanıdığımdan biliyorum, lokantalar karlarının çok büyük bir kısmını içecek -özellikle alkollü- satışından elde ederler. Önceki örnekte verdiğim gibi, alacağınız içecek sadece kendi masrafını getirmiyor; vergisi ve %15 bahşişi verilecek miktar da artıyor.

 

Dışarda yemek yerine tabi ki aşağıda listelenen bir uygulamayı ya da benzer başka bir uygulamayı kullanarak eve sipariş verebilirsiniz:

https://freeappsforme.com/food-delivery-apps-usa/

Ancak bu durumda da yemeğinizin geç gelebileceğini ve çok büyük bir olasılıkla sizin evde kendi seçtiğiniz en kaliteli malzemelerle hazırladığınız yemekler kadar sağlıklı olmayacağını hatırlamak, dışardan ısmarlamak yerine evde pişirmeye sizi motive edebilir.

Tagged :